Boşanma Davası Nedir ve Hangi Durumlarda Açılır?
Boşanma davası, evlilik birliğinin sona erdirilmesi amacıyla taraflardan birinin veya her ikisinin talebiyle açılan hukuki bir süreçtir. Türk Medeni Kanunu, boşanma sürecini düzenler ve hangi durumların dava açılmasına neden olabileceğini ayrıntılı bir şekilde belirtir. Boşanma davaları, genel ve özel boşanma sebepleri çerçevesinde açılabilir.
Genel Boşanma Sebepleri
Genel boşanma sebepleri, “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” çerçevesinde değerlendirilir. Bu durum, taraflar arasında ciddi geçimsizlik veya birlikte yaşamayı sürdürülemez hale getiren olayların ortaya çıkmasıyla oluşabilir. Örneğin, sürekli tartışmalar, fiziksel veya psikolojik şiddet, maddi sorumlulukların yerine getirilmemesi bu kapsama girebilir. Mahkeme, burada somut olayları ve tarafların beyanlarını dikkate alarak karar verir.
Özel Boşanma Sebepleri
Özel boşanma sebepleri ise kanunda açıkça düzenlenmiş belirli durumlara dayanır. Bu sebepler şunlardır:
Zina: Eşlerden birinin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi, diğer eşe boşanma davası açma hakkı tanır.
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış: Eşlerden biri diğerinin yaşamına kast etmiş, şiddet uygulamış ya da küçük düşürücü davranışlarda bulunmuşsa dava açılabilir.
Terk: Eşlerden birinin evlilik birliğini terk etmesi ve bu durumun belli bir süre devam etmesi dava açma hakkı doğurur.
Akıl Hastalığı: Tedavisi mümkün olmayan bir akıl hastalığı nedeniyle evlilik birliğinin sürdürülemez hale gelmesi durumunda boşanma talep edilebilir.
Türk Medeni Kanunu ayrıca anlaşmalı boşanmalar için de düzenlemeler getirmiştir. Anlaşmalı boşanma, tarafların tüm hukuki ve mali konularda mutabakata varması halinde daha hızlı sonuçlanabilir. Her iki tarafın da bu anlaşmayı mahkemede beyan etmesi gereklidir.
Boşanma davası açmadan önce kişilerin hukuki destek alması önemlidir. Uzman bir avukat, hem süreç yönetimi açısından hem de hakların korunması için yol gösterici olur.
Hukuki Sürece Genel Bakış: Boşanma Türleri ve Şartları
Türk Medeni Kanunu uyarınca boşanma davası açılabilmesi için belirli türlerde boşanma sebeplerine dayanılması gerekmektedir. Boşanma davaları genel olarak iki ana kategoriye ayrılır: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Her iki türün de kendine özgü şartları ve süreç aşamaları bulunmaktadır.
Anlaşmalı Boşanma
Anlaşmalı boşanma, tarafların evliliği sonlandırma konusunda ortak bir irade beyanında bulundukları durumlarda geçerlidir. Bu tür boşanma davasında Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi gereği bazı şartların sağlanması gerekir:
Evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olması,
Tarafların boşanma ve diğer hususlarda (nafaka, mal paylaşımı, velayet gibi) bir protokol ile uzlaşmış olmaları,
Mahkemede, tarafların bizzat hâkim önünde anlaşmayı kabul etmeleri.
Bu tür davalar genellikle kısa sürede sonuçlanır çünkü taraflar arasındaki anlaşmazlık asgari düzeydedir.
Çekişmeli Boşanma
Evlilik birliğinin sona erdirilmesi konusunda tarafların anlaşamaması durumunda, çekişmeli boşanma davası söz konusu olur. Çekişmeli boşanma davalarında belirli boşanma sebeplerine dayanılması gerekir. Türk Medeni Kanunu, bu sebepleri “özel” ve “genel” boşanma sebepleri olarak iki başlık altında düzenlemiştir:
Özel boşanma sebepleri arasında zina, hayata kast, pek kötü muamele, terk ve haysiyetsiz hayat sürme gibi durumlar bulunur.
Genel boşanma sebepleri ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi soyut kavramlarla ifade edilir.
Bu tür davalarda süreç daha karmaşık olabilir çünkü tarafların delilleri sunması, tanık getirerek iddialarını ispatlaması gerekebilir. Ayrıca mal paylaşımı, çocukların velayeti ve nafaka gibi konular da çekişme konusu olabilir.
Her iki boşanma türünde de mahkeme, tarafların dile getirdiği hususları değerlendirir ve hukukun çizdiği çerçevede adil bir sonuca varmaya çalışır. Bu süreçte tarafların haklarını en iyi şekilde koruyabilmeleri için uzman bir avukattan destek alması önemlidir.

Boşanma Davası Öncesinde Hazırlık: Belgeler ve Kanıtlar
Boşanma davasına hazırlanırken detaylı ve organize bir şekilde hareket etmek, dava sürecinin sağlıklı ilerlemesi için büyük önem taşır. Belgeler ve kanıtlar, hem genel hukuki gereklilikleri yerine getirmek hem de iddiaları desteklemek açısından kritik bir rol oynar. Bu nedenle, dava açılmadan önce gerekli dokümanların toparlanması ve etkin bir şekilde sunulması gereklidir.
Gerekli Belgelerin Toplanması
Boşanma sürecinde ilk adım, hukuken gerekli belgelerin eksiksiz bir şekilde hazırlanmasıdır. Bu belgeler, mahkeme tarafından talep edilebileceği gibi tarafların beyanlarını desteklemek için gereklidir. Hazırlanması gereken belgeler arasında şunlar bulunur:
Kimlik Belgesi ve Nüfus Kayıt Örneği: Kimliğin ve evlilik kayıtlarının doğrulanması amacıyla talep edilir.
Evlilik Cüzdanı: Evliliğin resmi olarak onaylandığına dair en önemli belgedir.
Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği: Eşlerin ve çocukların kayıt bilgilerini içeren bir dokümandır.
Mal Varlığı Dökümleri: Eşlerin sahip olduğu taşınır ve taşınmazlar ile banka hesap bilgilerine dair belgeler.
Gelir Beyanı veya Maaş Bordrosu: Nafaka ve mal paylaşımı davalarında önemlidir.
Kanıtların Hazırlanması
Boşanma davasında temelini atan en önemli unsur kanıttır. Özellikle çekişmeli boşanma durumlarında, haklılığı ispat etmeye yönelik kanıtlar davanın sonucunu büyük oranda etkiler. Toplanması gereken başlıca kanıtlar şunlardır:
Tanık Beyanları: Tarafların yaşadığı sorunları gözlemleyen kişilerin ifadeleri güçlü delil olabilir.
Ses veya Görüntü Kayıtları: Yasalara uygun şekilde elde edilmişse ve mahkeme tarafından kabul edilirse kullanılabilir.
Mesaj ve E-posta Kayıtları: Taraflar arasındaki iletişim geçmişi, iddiaları desteklemek açısından etkileyici olabilir.
Tıbbi Raporlar: Fiziksel veya psikolojik şiddet durumlarında kullanılabilir.
Tüm bu kanıtlar, yasalara uygun biçimde elde edilmelidir. Hukuka aykırı şekilde toplanan delillerin mahkemece reddedileceği unutulmamalıdır.
Belgelerin ve Kanıtların Organize Edilmesi
Belgelerin ve kanıtların derlenmesinin ardından, avukatın yönlendirmesiyle tüm dokümanlar düzenli bir şekilde dosyalanmalıdır. Eksik belge kalmamasına ve kanıtların dava için uygun biçimde sınıflandırılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu tür bir organize yaklaşım, hem davayı açan tarafın güvenini artıracak hem de mahkeme sürecinin hızlanmasını sağlayacaktır.
Boşanma Sebeplerinin Belirlenmesi: Çekişmeli ve Anlaşmalı Boşanma
Boşanma davaları, Türk Medeni Kanunu’na göre iki temel şekilde ele alınmaktadır: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Davanın türüne karar verilmesi, taraflar arasındaki iletişim ve çözüm arayışlarına göre belirlenir. Bu bağlamda, davanın mahiyetini etkileyecek boşanma sebepleri dikkate alınır.
Anlaşmalı Boşanma Sebepleri
Anlaşmalı boşanma, tarafların boşanma konusunda hemfikir olduğu durumlardır. Bu tür davalarda:
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, boşanmanın temel sebebi olarak belirtilir. Tarafların, evliliği sürdürmenin artık mümkün olmadığını kabul etmeleri önemlidir.
Tarafların boşanma protokolü üzerinde anlaşması şarttır. Bu protokol, mal paylaşımı, nafaka, velayet ve tazminat gibi konuları kapsar.
Anlaşmalı boşanma için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekir. Bir yıldan kısa süren evliliklerde bu yol tercih edilemez.
Anlaşmalı boşanma davalarının çözüm süreci nispeten kısa ve sorunsuzdur. Ancak her iki tarafın da adaletli bir şekilde uzlaşmaya varması zorunludur.
Çekişmeli Boşanma Sebepleri
Çekişmeli boşanma, eşlerin boşanma ve boşanmanın koşulları üzerinde anlaşmaya varamadığı durumlarda ortaya çıkar. Bu davalarda kanunda yer alan özel ve genel boşanma sebepleri ileri sürülebilir. Özel boşanma sebepleri şunlardır:
Zina (Aldatma): Eşlerden birinin sadakatsizlik yapması durumunda dava açılabilir.
Hayata kast, kötü muamele veya onur kırıcı davranış: Fiziksel ya da psikolojik şiddet bu kapsama girer.
Suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme: Eşin toplumca kabul edilmeyen bir yaşam tarzını benimsemesi durumudur.
Terk: Eşlerden birinin ortak yaşamı terk etmesi ve geri dönmemesi durumudur.
Akıl hastalığı: Eşin akıl hastalığının evliliği sürdürmeyi imkansız hale getirdiği durumlarda ortaya çıkar.
Genel boşanma sebeplerinde ise daha çok evlilik birliğinin temelinden sarsılması gündeme gelir. Davayı açan taraf, mahkemeye boşanma sebebiyle ilgili deliller sunmak zorundadır. Çekişmeli davalar, gerek hukuksal süreç gerek taraflar arası anlaşmazlıklar nedeniyle daha uzun sürebilir ve detaylı bir inceleme gerektirir.
Boşanma sebebinin doğru tespiti, davanın türü ve sonuçları açısından oldukça önemlidir. Tarafların çıkarlarını koruyabilmesi adına yasal destek alması tavsiye edilir.

Boşanma Davası Nerede ve Nasıl Açılır?
Boşanma davası, Medeni Kanun çerçevesinde kurulmuş olan aile mahkemelerinde açılır. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde, bu davalara asliye hukuk mahkemeleri bakmakla görevlendirilmiştir. Davayı açacak tarafın, yetkili ve görevli mahkemeyi doğru seçmesi sürecin düzenli ilerlemesi açısından büyük önem taşır. Yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya son altı ay boyunca birlikte oturdukları yerleşim yeri mahkemesi olarak belirlenmiştir.
Dava açma sürecine başlamadan önce, davacı tarafın bir dilekçe hazırlaması gerekir. Boşanma dilekçesi, davanın temeli olan gerekçeleri açık bir şekilde içerir ve usule uygun hazırlanmalıdır. Bu dilekçe özellikle; boşanma nedenlerini, varsa nafaka veya tazminat taleplerini ve velayet konusundaki beyanları kapsamalıdır. Hazırlanan dilekçe, gerekli harçlar ödendikten sonra mahkemeye sunulur.
Davalı tarafın bilgilendirilmesi amacıyla, mahkeme dava dilekçesini tebligat yoluyla karşı tarafa gönderir. Bu tebligat sonucunda davalı, cevap dilekçesi vererek iddialara yanıt verebilir. Tarafların bağlayıcı delillerini sunması ve beyanlarını detaylandırması için dosya üzerinden işlemler yürütülür. Sürecin başından itibaren, dava konusuna uygun hukuki destek almak oldukça önemlidir. Özellikle anlaşmalı boşanmalarda tarafların tüm hususlarda uzlaşı sağlaması süreci hızlandırırken, çekişmeli davalarda uzun bir yargı süreci gerekebilir.
Boşanma sürecini başlatacak kişi, dava öncesinde bir avukata başvurarak yasal hakları ve yükümlülükleri konusunda detaylı bilgi alabilir. Özellikle dava dilekçesinin hazırlanması ve süreç takibinde profesyonel yardım, mahkemede yapılabilecek hataların önüne geçer.
Boşanma Dilekçesi: Nasıl Hazırlanır ve Hangi Bilgileri İçermelidir?
Boşanma dilekçesi, boşanma sürecinde resmi olarak mahkemeye sunulması gereken ve davanın başlatılmasını sağlayan bir belgedir. Bu belgede hem kişisel bilgiler hem de boşanma talebinin gerekçeleri detaylı bir şekilde açıklanmalıdır. Hukuki bir belge olması nedeniyle, dilekçenin doğru ve eksiksiz hazırlanması oldukça önemlidir. Hazırlık aşaması, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi açısından kritik bir role sahiptir.
Boşanma Dilekçesi Hazırlığı
Dilekçenin hazırlanmasına başlanmadan önce, boşanma sürecini etkileyebilecek tüm detayların dikkatlice gözden geçirilmesi gerekir. Boşanma dilekçesi genellikle bir avukat yardımıyla hazırlanır, ancak bireyler kendi başlarına da yazabilirler. Yine de hukuki destek almak, hak kaybı yaşamamak adına tavsiye edilir.
Dilekçede Bulunması Gereken Temel Bilgiler
Boşanma dilekçesinde bulunması gereken bilgiler şunlardır:
Kişisel Bilgiler:
Davacı ve davalı tarafların adı, soyadı, adresleri ve T.C. kimlik numaraları gibi kimlik bilgileri.
Evlilik tarihinin ve evlilik birliğinin hangi ilde yapıldığının belirtilmesi.
Davaya Konu Olan Bilgiler:
Boşanma sebeplerinin açıkça ifade edilmesi (şiddetli geçimsizlik, infial, terk vb.).
Nedenlerin somut delillerle desteklenmesi ve gerekçelerin ayrıntılandırılması.
Talep Edilen Haklar:
Velayet, nafaka veya tazminat taleplerinin detaylı bir şekilde belirtilmesi.
Mal paylaşımına ilişkin taleplerin dile getirilmesi.
Hukuki Dayanak ve Deliller
Dilekçede, dile getirilen iddiaların hukuk çerçevesinde değerlendirilebilmesini sağlamak için kanun maddelerinden örneklere yer verilmelidir. Ayrıca, tüm delillerin (fotoğraflar, mesajlaşmalar, tanık ifadeleri vb.) resmi olarak belirtilmesi gerekir. Deliller, mahkemenin objektif değerlendirme yapmasına olanak tanır.
Dilekçe Yazımı
Dilekçe yazılırken natural ve anlaşılır bir dil kullanılmalı, yazım kurallarına dikkat edilmelidir. Mahkemeye sunulacak bu belgedeki eksiklikler veya yanlışlıklar, sürecin uzamasına sebep olabileceğinden titiz olunmalıdır. Dilekçe, davanın başlatılabilmesi için uygun yasal formatta hazırlanmalıdır; aksi takdirde mahkeme tarafından reddedilebilir.
Boşanma dilekçesinin profesyonel bir destekle hazırlanması, sürecin hızlandırılmasına ve hakların doğru bir şekilde teminat altına alınmasına yardımcı olur.

Boşanma Sürecinde Haklar ve Yükümlülükler
Boşanma sürecinde tarafların hakları ve yerine getirmeleri gereken yükümlülükler, Türk Medeni Kanunu tarafından düzenlenmektedir. Bu süreç, eşlerin maddi ve manevi varlıklarını yeniden düzenlemesi açısından önemli bir dönemi kapsar. Her iki taraf için de adil bir boşanma sürecinin sağlanması amacıyla bazı temel hak ve sorumluluklar belirlenmiştir.
Eşlerin Hakları
Eşitlik Esası: Boşanma sürecinde tarafların eşit muamele görmesi esastır. Her iki tarafın da adil yargılanma hakkı bulunur.
Mal Rejimi ve Mal Paylaşımı: Boşanma davasında, çiftler arasında geçerli olan mal rejimine göre mal paylaşımı yapılır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu durumlarda, evlilik süresince edinilen mallar ortak olarak değerlendirilir.
Nafaka Talep Hakkı: Maddi açıdan zorda olan taraf, diğer eşten yoksulluk nafakası talep edebilir.
Velayet Hakkı: Çocukların velayeti hususunda, çocuğun üstün yararı gözetilerek karar alınır. Velayeti alamayan ebeveyn, çocuğu düzenli olarak görme hakkına sahiptir.
Tazminat Talebi: Boşanmanın nedeni, diğer eşin kusurlu davranışlarından kaynaklanıyorsa, maddi ve manevi tazminat talep edilebilir.
Tarafların Yükümlülükleri
Dürüstlük İlkesi: Boşanma davası esnasında tarafların, bilgi ve belgelerde dürüst davranması gerekir.
Çocukların Menfaatlerini Gözetme: Ebeveynlerin, çocuklarının sağlık, eğitim ve genel refahını koruma yükümlülüğü bulunur.
Müşterek Borçlar: Çiftlerin müşterek borçlarından, borcun niteliğine göre her iki taraf da sorumlu tutulabilir.
Davalara Aktif Katılım: Taraflar, duruşmalara katılma ve mahkemeye bilgi verme yükümlülüğüne sahiptir.
Boşanma süreci boyunca hakların ve yükümlülüklerin bilinmesi, hem hukuki işlemlerin doğru şekilde yürütülmesine hem de kişisel hakların korunmasına katkı sağlar. Tarafların, hukuki danışmanlık alarak bu süreci profesyonel bir şekilde yönetmesi önem taşır.
Adım Adım Boşanma Davası Süreci: Mahkeme ve Duruşma
Boşanma davası süreci tarafların yasal haklarının korunmasını ve uygun bir şekilde temsil edilmesini gerektirir. Her aşama, yasal prosedürlere uygun olarak işlemesi gereken belirli adımları içerir. Bu süreç mahkemeye başvuru ile başlar ve kararla sona erer. Aşağıda, mahkeme ve duruşma ile ilişkili temel adımlar detaylandırılmıştır:
Mahkemeye Başvuru
Boşanma davaları, yetkili Aile Mahkemesi’nde açılır. Eğer bulunduğunuz yerde Aile Mahkemesi yoksa, bu görev Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından üstlenilir. Davayı başlatmak için dava dilekçesi hazırlanır ve mahkemeye sunulur. Dilekçede, boşanma sebepleri dayanakları ile birlikte açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, talep edilecek nafaka, velayet ya da tazminat gibi hususlar da bu dilekçede yer alır.
Ön İnceleme Duruşması
Mahkemeye başvuru kabul edildiğinde, ilk aşamada bir ön inceleme duruşması yapılır. Bu aşamada dava süreciyle ilgili eksik belge ya da bilgilerin tamamlanması sağlanır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu netleştirilir ve delillerin sunulması için süre verilir. Ayrıca, mahkeme dava şartlarını inceler ve usule ilişkin itirazları değerlendirir.
Delillerin Sunulması ve Değerlendirilmesi
Taraflar, iddialarını kanıtlamak amacıyla dilekçe aşamasında belirttikleri delilleri sunar. Bu deliller; tanık ifadeleri, yazılı belgeler, uzman raporları ya da diğer hukuki dayanaklardan oluşabilir. Mahkeme, bu delilleri tarafsız bir şekilde değerlendirir ve duruşmada tanık dinlenmesi gibi süreçlere yer verebilir.
Esas Hakkında Duruşma
Tüm delillerin sunulması ve değerlendirilmesinin ardından, esas hakkında duruşma yapılır. Bu aşamada taraflar, taleplerini bir kez daha mahkemeye açıklar ve savunmalarını dile getirir. Hukuki temellere dayalı olarak haklarını talep eden taraflar arasında argümanlar ortaya konur. Hakim, dinlenen ifadeler, deliller ve dilekçeler ışığında kararını vermek üzere davayı sonlandırmaya yaklaşır.
Mahkeme Kararı ve İtiraz Süreci
Mahkeme, tüm delilleri ve beyanları inceledikten sonra hükmünü açıklar. Karar, boşanmanın kabulü veya reddi yönünde olabilir. Ayrıca, nafaka, velayet ve mal paylaşımı gibi konularda da hüküm verilir. Taraflardan biri alınan karara itiraz etmek isterse, belirlenen süre içerisinde istinaf ya da temyiz başvurusu yapabilir. Bu süreç, kararın kesinleşmesini geciktirebilir ve yargı süreci devam edebilir.

Boşanma Davasında Çocukların Durumu ve Velayet Süreci
Boşanma davalarında, çocukların durumu ve velayet süreci önemli bir hukuki ve duygusal konudur. Bu süreçte mahkemenin öncelikli amacı, çocuğun üstün yararını korumaktır. Taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde çocukların ruhsal ve fiziksel gelişiminin zarar görmemesi hedeflenir. Velayet, ebeveynler arasında zaman zaman tartışmalı bir konu olmakla birlikte, hukuki bir düzenleme ile sonuca bağlanır.
Velayet kararı verilirken hâkim, çocuğun yaşını, ebeveynlerin yaşam koşullarını, ekonomik durumlarını ve ebeveynlik kapasitelerini göz önünde bulundurur. Özellikle küçük yaştaki çocuklar için anneyle yaşama seçeneği genellikle ön planda değerlendirilir. Ancak bu durum, annenin çocuğa uygun olmayan bir yaşam ortamı sağlanması hâlinde değişebilir. Çocuğun görüşü, belli bir yaşın üzerindeki çocuklar için dikkate alınabilir ve hâkim kararını şekillendiren unsurlardan biri olabilir.
Anlaşmalı boşanma davalarında velayet konusunda taraflar arasında uzlaşma sağlanması önemlidir. Ebeveynlerin çocuğun hayatını düşünerek hareket etmeleri ve duygusal çatışmalarını bu sürecin dışında tutmaları süreci kolaylaştırır. Çekişmeli boşanma davalarında ise velayet konusunda karar verme yetkisi tamamen mahkemeye aittir. Bu tür davalarda bilirkişi raporları, psikolojik değerlendirmeler ve çocuğun yaşam koşulları detaylı olarak incelenir.
Çocuğun velayet hakkını kazanan ebeveyn dışında kalan tarafın çocukla görüşme hakkı, “kişisel ilişki kurulması” adı altında düzenlenir. Bu hak, çocuğun ebeveynlerinden kopmadan büyümesine yardımcı olmayı amaçlar. Görüşme günleri ve saatleri mahkeme tarafından belirlenmekte olup, bu karara taraflar uymak zorundadır. Çocuğun üstün yararı esastır ve tüm hukuki düzenlemeler buna göre yapılır.
Mal Paylaşımı ve Maddi Talepler: Nafaka ve Tazminat Talepleri
Boşanma davalarında, mal paylaşımı ve maddi talepler oldukça önemli bir yer tutar. Eşler arasında edinilen malların paylaşımı ve ekonomik çıkarların korunması, sürecin hukuki ve adil bir şekilde yürütülmesini gerektirir. Türk Medeni Kanunu’na göre mal rejimi, genellikle yasal mal rejimi olarak kabul edilen “edinilmiş mallara katılma rejimi” üzerinden gerçekleştirilir. Ancak taraflar arasında önceden yapılan sözleşmeler farklı hükümler içerebilir.
Mal Paylaşımı
Mal paylaşımı, evlilik süresince edinilen malların hukuka uygun şekilde eşler arasında dağıtılması sürecini içerir. Genel olarak aşağıdaki ilkeler dikkate alınır:
Edinilmiş Mallar: Evlilik sırasında ortak bir çabayla edinilen mallar, boşanma durumunda eşler arasında eşit şekilde paylaşılır. Bu mallar arasında maaş, tasarruflar ve evlilik süresince alınan taşınmazlar yer alır.
Kişisel Mallar: Evlenmeden önce sahip olunan ya da miras ve bağış yoluyla elde edilen mallar, kişisel mal olarak kabul edilir ve paylaşım dışındadır.
Mal paylaşımı gerçekleştirilirken tarafların mal varlıkları üzerindeki hakların net bir şekilde belirlenmesi için hukuki destek alınması önerilir.
Nafaka Talepleri
Nafaka, eşlerden birinin boşanma sonrasında ekonomik olarak zayıf düşmesini engellemek adına karşı taraftan talep edilebilecek bir ödemedir. Türk Medeni Kanunu’na göre üç farklı nafaka türü bulunmaktadır:
Tedbir Nafakası: Boşanma davası süresince ekonomik olarak zor duruma düşen eş için talep edilebilir.
Yoksulluk Nafakası: Boşanma sonrasında yoksulluğa düşen taraf, kusurlu olmaması şartıyla bu nafakayı talep edebilir.
İştirak Nafakası: Velayet hakkını alan eş, çocukların bakım ve eğitim giderleri için diğer eşten iştirak nafakası talep edebilir.
Tazminat Talepleri
Maddi ve manevi zarara uğrayan taraf, boşanma sürecinde ya da sonrasında tazminat talep edebilir. Bu talepler, özellikle diğer eşin kusurlu olduğu durumlarda devreye girer. Maddi tazminat, boşanma nedeniyle ekonomik kayıpların karşılanması için; manevi tazminat ise psikolojik sıkıntılar ve itibar zedelenmesi gibi durumlarda istenir. Mahkeme, tazminat miktarını belirlerken tarafların sosyoekonomik durumu ve maddi zarar oranını göz önünde bulundurur.
Bu tür taleplerin detaylı incelenmesi ve doğru bir şekilde yapılması, bireylerin haklarının korunmasını sağlar ve boşanma sürecinin daha düzenli ilerlemesine katkıda bulunur.

Boşanma Davasının Sonuçlandırılması ve Karar Süreci
Boşanma davasının sonuçlandırılması, hukuki prosedürlerin tamamlanmasıyla gerçekleşir. Mahkeme, taraflardan gelen talepleri ve sunulan delilleri dikkatle değerlendirerek nihai kararını oluşturur. Bu süreç, hem maddi hem de manevi açıdan karmaşık olabileceğinden, doğru bilgilendirme ve hukuki destek büyük önem taşır.
Hakimin dava sürecinde birtakım unsurları göz önünde bulundurması gereklidir. Özellikle boşanma sebebi, tarafların kişisel ve ekonomik durumu, varsa çocukların velayeti, nafaka talepleri ve mal paylaşımı gibi kritik noktalar dikkate alınır. Hakim, herkesin haklarını koruyacak, adil bir çözüm üretecek şekilde karar vermekle yükümlüdür.
Mahkeme Karar Sürecinde İzlenen Adımlar:
İddiaların İncelenmesi: Davayı açan tarafın sunduğu gerekçeler ve belgeler detaylı şekilde değerlendirilir.
Delillerin Toplanması: Tanık ifadeleri, resmi belgeler ve diğer kanıtlar hem davacı hem de davalı açısından eşit şekilde incelenir.
Tarafların Dinlenmesi: Davalı ve davacı, karşılıklı olarak iddialarını ve savunmalarını, hakim huzurunda ifade eder.
Uzman Raporlarının Kullanılması: Çocukların velayeti gibi özel durumlar olduğunda, sosyal hizmet uzmanlarının değerlendirmeleri karar aşamasında dikkate alınır.
Nihai Kararın Verilmesi: Hakim, tüm delilleri değerlendirdikten sonra kararını açıklar ve bu karar hüküm altına alınır.
Ancak, mahkeme kararının şekillenme süreci sadece boşanma talebiyle sınırlı değildir. Eğer mal paylaşımı, nafaka veya velayet gibi konular üzerinde anlaşmazlık yaşanıyorsa, bu durumlar mahkeme kararını daha fazla uzatabilir. Hakim, olası uzlaşma ihtimallerini değerlendirir ve taraflar arasında anlaşmaya varılamadığı durumlarda nihai hükmü verir.
Verilen karar bağlayıcıdır ve genellikle temyiz veya itiraz yoluyla yeniden gözden geçirilmesi mümkündür. Temyiz işlemi, Yargıtay gibi üst mahkemelerde kararı tekrar inceletebilme fırsatı sunar. Karar sürecinin sonunda tarafların evlilik birliği yasal olarak sona ermiş olur. Mahkeme kararı ile bağlantılı olarak velayet ve mal paylaşımı gibi konular düzenlenmişse, bu hükümlerin yerine getirilmesi kanunen zorunludur.
Boşanma Sonrası Hukuki İşlemler ve Hak Talepleri
Boşanma süreci tamamlandıktan sonra, tarafların yeni hukuki düzenlemelere ve taleplere hazırlıklı olması gerekir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken pek çok hukuki işlem ve hak talebi bulunmaktadır. Boşanmadan sonra, mahkeme kararı ile hükmedilen nafaka, tazminat veya velayet gibi hükümlerin yerine getirilmesi yasal çerçevede takip edilmelidir. Aşağıda, boşanma sonrası sıkça karşılaşılan hukuki işlemler ve hak taleplerine dair bilgilere yer verilmiştir.
Mal Paylaşımı
Evlilik süresince edinilen mal varlığının tasfiyesi, boşanma sonrası tarafların sıklıkla çözmek zorunda kaldığı bir konudur. Mal rejimine göre, evliliğin sona ermesinden sonra eşler arasında mevcut mal varlıkları paylaşılır. Mal rejiminin türü (edinilmiş mallara katılma rejimi, mal ayrılığı rejimi gibi) bu paylaşımın nasıl yapılacağını belirler. Eğer taraflar arasında anlaşmazlık çıkarsa, mahkeme yoluyla çözüm aranır.
Nafaka Ödemeleri
Mahkeme kararı doğrultusunda talep edilen yoksulluk veya iştirak nafakası, boşanma sonrasında sıkı bir şekilde takip edilmelidir. Nafaka ödemelerinin düzenli yapılmaması durumunda, nafaka alacaklısı icra takibi başlatabilir. Aynı şekilde ekonomik koşulların değişmesine bağlı olarak nafaka miktarının artırılması ya da azaltılması talep edilebilir.
Velayet ve Çocuk Hakları
Çocuğun velayeti bir eşe verildiğinde, diğer eşin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı korunur. Mahkeme kararına göre belirlenen gün ve zamanlarda, diğer ebeveyn çocukla görüşme hakkını kullanabilir. İştirak nafakası ödemeleri de çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir yükümlülük getirir.
Tazminat Talepleri
Boşanma sürecinde manevi veya maddi zarara uğradığını düşünen taraf, karşı taraftan tazminat talebinde bulunabilir. Mahkeme tarafından tazminat talepleri kabul edildiğinde, belirlenen miktarın ödenmesi gerekir. Ödeme yapılamaması durumunda da hukuki süreçler başlatılabilir.
Soyadı Değişikliği
Boşanma sonrası kadın, arzu ettiği durumda, kendi soyadına dönebilir. Ancak eski eşinin soyadını kullanmayı sürdürmek isteyen kadınlar, mahkemeye başvurarak bu konuda karar alınmasını talep edebilir. Mahkeme, soyadının kullanımında meşru bir menfaat olup olmadığını değerlendirir.
İcra İşlemleri
Mahkemeler tarafından verilen kararların yerine getirilmesi zaman zaman icra süreçlerini de gerektirebilir. Nafaka ödemesi veya mal paylaşımına ilişkin kararların uygulanmaması durumunda, taraflar icra yoluyla haklarını temin edebilir. İcra işlemlerinin zamanında başlatılması, hak kayıplarını önlemek açısından önemlidir.
Boşanma sonrası tarafların hukuki süreçlere dair bilgi sahibi olması, haklarının korunması ve hukuki yükümlülüklerini yerine getirmesi açısından elzemdir. Bu nedenle, bir avukattan profesyonel destek alınması önerilir.
